Dalış

Rezerv Hava Ne Kadar Olmalı?

Yazan: Nevcan Uludaş   

CMAS, PADI, PROTEC, SDI, SSI gibi önde gelen sistemlerde, acil bir durumda kullanmak üzere 50 bar’lık havanın rezerv olarak saklanması gerektiği teorik derslerde anlatılmaktadır. Hatta dalış malzemesi üreten firmalar, basınç göstergelerinin (finimetrelerinin) ilk 50 bar’lık bölümünü kırmızı renk gibi dikkat çekici bir renkle özellikle vurgularlar.

Bu 50 bar rezerv kuralında beni rahatsız eden bir iki nokta var. Bunlardan ilki; tüpümün hacmi değişkenlik gösterdiğinde rezerv hava miktarının sabit olması. İkincisi ise dalışa başladığımda mevcut havanın bir önem arz etmemesi. Gelin bu düşünceleri biraz daha açayım…

Tüpün Hacmi

Dalış yaptığım kulüplerde tüplerin hacimleri 10lt, 11.1lt, 12lt, 15lt gibi farklılık gösteriyor. Bu durumda benim rezervde bıraktığım 50 bar’lık hava kullandığım tüpe göre 500lt, 555lt, 600lt, 750lt şeklinde değişiyor. Aynı dalışı yaparken rezerv havamdaki bu farklılık bana amaçsız geliyor.

Tüpteki Hava Miktarı

Yine gittiğim kulüplerde edindiğin bir farklı tecrübe ise tüplerde sürekli aynı miktarda havanın bulunmaması. Bu standardı sağlamak yoğun dönemlerde dalış merkezleri tarafından bazen gözardı edilebiliyor. Ben 220 bar ile dalışa başlarken dalış eşim 170 bar ile başlayabiliyor. Bu durumda ikimizinde 50 bar rezerv hava ayırması yine bana amaçsız geliyor.

Bir örnek ile açıklamak gerekirse; bende her ne kadar 220 bar olursa olsun, dalış eşimin 170 bar havası olduğu için onun havasını referans alarak dalışı planlıyoruz. Kendisi 50 bar’ını rezerv olarak ayırdığı için 60 bar ile gidip 60 bar ile geri dönerek dalışını tamamlamayı hedefliyor. Bu durumda 110 bar havası kaldığında bana “geri dönelim” işareti vererek dönüşe başlamamızı sağlıyor. Benim bu sıra hala 160 barım olduğunu düşünelim ama tam bu esnada ben hava kaynağımda oluşan bir problemden dolayı (o-ring patlaması vb.) dalış eşimin yedek hava kaynağını alıyorum ve dönüşe başlıyoruz. Siz de farkettiniz değil mi? Dönüş için ikimize de yetecek hava yok orada. Eğer giderken harcadığımız miktarda ikimizde 60’ar bar harcarsak daha çıkışa gelmeden havamız tükenecektir (tam da çıkışa 5 kala ☺).

Peki madem bu kural bana yeterince güvenli gelmiyor bunun daha güvenli olanı var mı? Tabikisi var☺. Bu yeni kuralın ismi 1/3 kuralı. Değişim tüm dünyada olduğu gibi dalış kurallarında da geçerlidir. Kitaplarda yazan bilgiler zamanla güncelliğini yitirecek ve yavaş yavaş yerini daha güvenli kurallara bırakacaklardır.


Nedir bu 1/3 Kuralı?

Bu kural, dalışa başladığınızda mevcut havamızın 1/3’ünü rezerv hava olarak bize ayırmamız gerektiğini söyler. 180 bar ile mi dalışa başladık, 60 bar cepte; 210 bar ile mi başladık, 70 bar cepte, rezerv! Daha şimdiden 50 bar kuralına göre daha güvenli gözüküyor. Bu kural DIR (Do It Right) sistemlerde ve teknik dalışlarda kullanılmaya çoktan başlandı bile. Bu sayede en çok hayayı tüketen yada en az hava ile dalışa başlayan, kısacası en zayıf halkanın dalış eşinde bir problem oluşması durumunda bile rahatlıkla dalış güvenli bir şekilde sonlandırılabilir. Sizce de mantıklı değil mi? 😉

Ancak bu kuralında tam verimli çalışmadığı yerler yok değil. Örneğin dalışa başladığımız nokta ile dalışı sonlandırdığımız nokta aynı değilse bu hesabı yapmak kolay olmayacaktır. Böyle bir durumda dalış rotası biliniyor olmalı ve henüz rotanın yarısına gelmeden havanızın 1/3’üne ulaşıyorsanız, devam etmek yerine geri dönmeyi düşünebilirsiniz.

Bir başka durumda akıntı dalışlarıdır. Akıntı dalışlarında önce akıntıya karşı yüzülür ve geri dönme kararı aldığınızda akıntı ile beraber başladığınız noktaya geri dönersiniz. Bunun nedeni akıntıya karşı yüzerken harcayacağınız eforun daha fazla olmasıdır. Tam tersini yaparsak, yorgunken akıntıya karşı yüzmeye çalışmamız gerekir ve bu pek kolay olmayacağı için kazalara sebebiyet verebilir. Peki akıntı dalışlarında 1/3 kuralı neden doğru çalışmıyor? Akıntıya karşı yüzdüğümüz süre boyunca normalin üzerinde bir efor harcayacağımız için normalden daha fazla hava tüketiriz. Dönüşte ise hiç efor harcamayacağımız için giderken harcadığımızdan çok daha az hava tüketiriz. Sonuç olarak bu tarz özel uzmanlık gerektiren dalışlarda önceden ortam koşullarına göre rezerv hava planı yapılmalıdır.



Nevcan Uludaş

Merhaba, ben Nevcan Uludaş. Sualtında nefes almaya üniversite yıllarında ('08) okulun sualtı kulübü ile başladım. İlk dalışımın ardından hocam bana kendimi nasıl hissettiğimi sorduğunda, ona "Bende eğitmen olacağım!" cevabını vermiştim. Gülümsedikten sonra "Önce şu kursu tamamlayalım, sonra eğitmen olursun" demişti. Bugün Neptün Sualtı Merkezi'nin kurucusu ve aynı zamanda eğitmeniyim. Kulüplerimde her seviyede Sportif Dalış (SCUBA), Serbest Dalış (Freediving) ve engelli arkadaşlarımız için özel dalış eğitimleri veriyorum. Ayrıca 2018 yılında kurduğum Global Underwater Explorers gibi ayrıcalıklı bir ekolün Türkiye partneri olan GUE Turkey'in aktif olarak başkanlığını yapıyorum. Bireysel olarak karışım gazlarla, kapalı devre sistemlerle (CCR) ve gerçek tutkum olan mağara dalışlarıyla yakından ilgileniyorum. Bunların yanı sıra dünya çapında sualtını koruma ve keşif girişimlerine gönüllü olarak destek olmaya çalışıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir